“Kimse bunu itiraf etmek istemez, ancak insan kendi kendine şişmanlamaz. Sonuçta ben de annemin karnından McNugget ve Oreo yeme arzusuyla yanıp tutuşarak çıkmadım. Bu oburluk tohumlarını uysal zihnime sistem yerleştirdi; kova kova kızarmış tavuk satan, dilimi 1 dolara pizza satan ‘adam’ beni bu hale getirdi. Bu arada, yemeğin yanında bir adet organik elma da eşantiyondu... Çoğu Amerikalı gibi, ben de işlenmiş gıdalar, fast-food restoran zincirleri ve beslenme ve egzersiz konularındaki cehalet çemberi içinde hayatta kalmayı başaran işçi sınıfının bir sonucuydum. Bu kadın şimdi bize dubleks gerdanının ve güçsüz dizlerinin sebebinin toplum olduğunu mu söyledi? Aynen öyle!” Komedyen, gazeteci ve yazar Chloé Hilliard; kendi mamulü oburluk harcına batırdığı bedenlerimizi (elbette önce çocuklar ve kadınlar!) kendi “ideal” kuruntusundan mülhem çarpık güzellik tartısında tartan sistemin, bizi önce dört bir yanımızı sarmış fast-food restoran zincirlerinde semirtip sonra da zayıflama haplarından spor salonlarına, yeni ve afili adıyla, sağlıklı yaşam ve spa merkezlerine, sağlık gurularından yaşam koçlarına, kapı kapı dolaştıran sistemin pençesinde yaşanan trajikomik hikâyelerle çıkıyor karşımıza. Yemişim Diyetini, Meral Harzem ve Umur İda’nın ortak çevirisiyle…