Susan Sontagın çağdaş edebiyatın en önemli ve parlak isimlerinden biri diye nitelediği J.G. Ballard, bu kitabında II. Dünya Savaşını çocuk gözüyle anlatıyor.
Savaş sırasında tam bir kaosun yaşandığı Şanghay sokaklarında
kaybolan ailesini arayan Jimin öyküsü aynı zamanda masumluğun öyküsüdür...
Savaşa, toplama kamplarına ve atom bombasına karşı masumluğun (=yıkılışının) öyküsü...
Romanı filme alan ünlü yönetmen Steven Spielberg bu masumluğu şöyle tanımlıyor: Nagasaki üzerinde o beyaz ışığın çaktığı ve çocuğun bu ışığa tanık olduğu anda; çocuğun ölen masumiyeti ile dünyamızın ölen masumiyeti arasında bir paralellik kurmak istedim.

II. Dünya Savaşının başlangıcındaki Şanghayda bir çocuk olmanın nasıl bir şey olduğunun yakıcı bir anlatımı.
Anthony Burgess

J.G. Ballardın kitabını soluk soluğa okurken, çocukluğumda İki Çocuğun Devriâlemi ni okurken aldığımı anımsatan bir tat almıştım. Bir çocuk-okur gibi okuduklarımı yaşayıp gözönüne getirmiştim.
Haluk Şahin / Güneş

Aslında Ballard, düzeyli bilim-kurgu romanları yazarı olarak ün yapmış: Güneş İmparatorluğunu yazması kırk yıl sürmüş. Bir yirmi yıl, esir kampında başından geçen olayları unutabilmesi için gerekmiş, sonraki yirmi yıl ise bunları tekrar hatırlamakla geçmiş...