Buradasınız bilimsel düşüncenin geldiği son noktadan, evreni ve evrenle ilişkimizi keşfe çıkan baş döndürücü bir kitap. Christopher Potter evrenin yaşam öyküsünün izini kuarklardan galaksi süper-kümelerine, tekhücrelilerden Homo Sapiense dek en küçük ve en büyük boyutlarıyla sürerken hiçbir basamağı atlamıyor. Görecelik kuramını, kuantum kuramını, evrim kuramını, sicim kuramını, her şeyin kuramını, Heisenbergin belirsizlik ilkesini, Schrodingerin kedisini, evrenin mükemmel simetrisini, CERNde olup bitenleri, entropiyi, karanlık maddeyi, paralel evrenleri, karadelikleri, DNAyı, Tanrı parçacığını, belki de hepimizin atası olan kuyrukluyıldızları, yaşamın ortaya çıkışını, türümüzün olası kaderlerini ve bilim dünyamızın diğer ateşli ve gizemli konularını karmaşık olmaktan kaçınırken basitliğe düşmeyen ve üsluptan ödün vermeyen pürüzsüz bir dille anlatıyor. Bilimsel olgu ve kuramları felsefi içerimleri ve hatta edebi tezahürleriyle birlikte ele alması Buradasınızı bilim kitaplarında sıklıkla görülen kuru mekaniklikten kurtarıp anlatıya farklı renkler ve boyutlar ekliyor. Proust, Eliot, Brecht ve Joyce gibi edebiyatçılar Heraklitos, Nietzsche, Leibnitz ve Kant gibi filozoflarla bir olup Einsteinla, Kopernikle, Darwinle düet yapıyor. Kopernikin başlattığı bilim devrimiyle dünyanın ve dolayısıyla insanın evrenin merkezinden alınışını, Darwinin ilkesiyle insanın evrendeki ayrıcalıklı konumuna ikinci kez veda edişini okurken önemsizliğimiz ve rasgeleleliğimizden kaynaklanan hayal kırıklığımızı tazeleyecek; buna karşılık varlık ve yaşam mucizesi karşısında bir kez daha hayranlık duyacak ve bu sırada da gündelik hayatımızdan sıyrılıp varoluşu bu kez başka bir gözle sorgulama fırsatı yakalayacaksınız. Buradasınızı diğer popüler evren öykülerinden asıl farklı kılan şey de tam olarak bu: Ele aldığı konuyu dert edinip sorgulama hali. Potter elimizden tutup bizi uzay ve zamanın farklı boyutlarında gezdirirken bizimle birlikte evrendeki yerimizi arıyor. Buradasınızı okuduğumuzda, kurgu olamayacak kadar karmaşık, incelikli ve tuhaf bir öykünün parçaları olduğumuzu bir kez daha görüyoruz.