Son güne kadar insanlar doğal çevreye karşı acımasız tutumlarını sürdürdüler. Denizler, göller, nehirler, toprak ve hava kirletildi. Ormanlar ve hayvanlar yok edildi. insanlar arasında çekişmeler kitle halinde öldürmeler, kimyasal ve nükleer tehlikeler birbirini kovaladı.

Şimdi ise geriye doğru bakıldığında, dünyanın son çeyrek dakikasına girdiğini görmek hiç de zor değil. İnsanlık ekonomik ve siyasal bir yarış içerisinde önüne gelen her şeyi yıkarak ve yok ederek ilerliyor. Oysa insanlık bu günden sonra arzu ve taleplerini sınırlama zamanının geldiğini anlamalıdır. Son yıllarda insanlar doğanın bu derece kirlendiğini görüp birçok dersler almalarına rağmen kargaşa içinde çırpınıp durmaktadırlar. Bu kargaşanın altında ise, dünyayı sıkı bir şekilde yüzyıllardır yönlendiren batı düşüncesi ve islam ülkelerinde ise Emevi düşüncesi yatmaktadır. Batı düşüncesinden kaynaklanan kapitalizm insan olmanın sebebini ihtirasların tatmini ile olabileceğini savundu, ekonomisini talep olgusuna göre yönlendirdi insanı israfçı doğayı ise bir daha eski haline sokulmayacak şekilde tahrip etti. Yeni yüzılda ise kendni aryan insana huzuru Alevi-Bektaşi düşüncesi verecektir. İnsanlık kendilerini dengeleyecek, düzene sokacak Alevi-Bektaşi düşüncesini arayıp bulmak zorundadır. Çünkü arzularımızı, taleplerimizi ve kararlarımızı ancak Alevi-Bektaşi düşüncesine göre ayarlamazsak Tanrı da bizleri af etmeyecek, insanlık darma duman olacaktır.